Sürekli Baş Ağrısı Çeken Çocuk Öyküsü

12 yaşında bir kız çocuğu. Randevusuna erken geldiği için ailesi ile içeride bekliyormuş ve ondan önceki hastam tedavisi yapılırken “İçerideki kız çocuğunun nesi var, kızcağız çok kötü durumda başını tutamıyor” dedi. “Muhtemelen migrendir, sizden sonra muayene edeceğim” dedim. Hastayı gördüğümde ne demek istediğini anladım. Sürekli baş ağrısı çeken bir çocuk karşımdaydı.

Ayşegül başını kaldıramıyordu ve çaresizlik duygusunu taşıyarak “ne olur yardım edin” der gibi bana sarıldı. 6 yıldır başı ağrıyordu. Son yıl içinde her gün başı ağrıyordu ve haftada 1 gün kadar okula gidebiliyordu. Son yıl içinde kullandığı migren sıklığını azaltıcı ilaç çok kilo aldırmıştı (bu durum da ayrıca onu çok üzüyordu), 1 aydır 12 seans akupunktur yaptırmıştı.

7-8 aydır haftada 2-3 akşam kalçadan iğne yaptırıyordu!..
Annesi “Doktor bu yaşta çok zararlı dedi ama ne yapayım, çaresiz kalınca, “ne olur yaptıralım dayanamıyorum” diye yalvarınca kendi elimle hastaneye götürüyorum” dedi.

Çok ağrılı hastalar gördüm ama çocuklarda bu kadar ağırını görmemiştim. Bir çocuğun kendi isteğiyle haftada 2-3 defa kalçadan iğne yaptırması düşündürücüydü. Çocuklarda doğru kullanılan nöral terapi (çok az birkaç iğne), çok etkili olabilir ama ilk görüşmede yapmayı doğru bulmam. Ayşegül’ün durumunda düşünmeden yaptım çünkü çok daha fazlasını sürekli yaptırıyordu. İkinci seansa geldiğinde, iki seans arasında hiç ağrısı olmadığını öğrendim. Başı önünde değildi ve evde de neşeli, yüzü güler olmuştu. Aylardır ilk defa 3 günü ağrısız geçirmişti.

O gün kendi kendime dedim ki; “Çok zor olsa da, iyi ki bu hastalarla uğraşıyorum. İyi ki “Gökmen Yaklaşımı”nı geliştirdim. Sadece Ayşegül’ün ağrısını geçirmek için bile uğraşmaya değer.”

Emel Gökmen