Migren Hipertansiyon İlişkisi Nedir?

Migren bio-elektriksel bir hastalıktır. Doğrudan bedeni çalıştıran otonom sinir sistemi ile ilişkilidir. Kan basıncının yükselmesi olan hipertansiyonda doğrudan otonom sinir sistemi ile ilişkilidir. Buradan yola çıkarsak, migren ve hipertansiyon benzer –kardeş- hastalıklardır. Migren, otonom sinir sisteminin çalışmasının aralıklı aksaması, hipertansiyon ise sürekli ancak daha hafif aksamasıdır. Her iki durumda da damar kontrolü bozulmuştur. Sadece atak sırasında migren hipertansiyon yapabilir.

Otonom Sinir Sistemi Nedir?

Tüm yaşamsal faaliyetlerimizi otonom sinir sistemi yürütür. Organlarımız çalışır, damarlar genişler-büzülür, bağırsaklarımız çalışır, hormonlar salgılanır, terleriz, kalbimiz kan pompalar, midemiz asit salgılar… Tüm bu işlevlerde ana kontrol merkezi beyin olsa da sistem kendi kendini düzenler. Bunu sağlayan, vücudumuzdaki her bir hücreye ulaşan ve her hücrenin bilgisini diğer bütün hücrelere ileten kompleks bir network olan otonom sinir sistemidir.

Otonom sinir sistemindeki belirli hasarlanmış alanlar sisteme sürekli olumsuz uyaran göndererek çalışmayı aksatır. Bu alanlar, yaşam boyunca geçirdiğimiz enfeksiyon, ameliyat, travma gibi olaylardan etkilenerek bio-elektriksel yapısı bozulmuş olan alanlardır. Bozucu alan olarak adlandırdığımız bu bölgelerden çıkan olumsuz uyaranlar tüm network üzerinde olumsuz etki yaratır.

Bozucu alandan çıkan uyarım aralıklı olarak ciddi bir çalışma aksaması (disfonksiyon) yaratırsa, migren atağı olur. Sürekli kontrolde sıkıntı ise damarlardaki basınç ayarlamasındaki bozulmaya yol açar ve hipertansiyon olur.

Gökmen Yaklaşımı Nedir?

Bozucu alan yaklaşımı üzerinden giderek hastalıkları çözümleyen Gökmen Yaklaşımı’nda hastalığın nedenini bulup, neden üzerinden tedavi ve hastalığı açıklama çalışması yapılır.

Migren ve hipertansiyonu Gökmen Yaklaşımı ile ele alırsak her ikisi bozucu alanların yarattığı disfonksiyonlardır. Klasik tıp tarafından tam da bu nedenden ‘nedeni bilinmeyen hastalıklar’ olarak değerlendirilirler. Film-tahlil ile bir neden tespit edemez.

Bazı migren vakalarında atak sırasında kan basıncı yükselir. Atak bitiminde ise normale döner. Bazı küme baş ağrısı atak dönemlerinde, kan basıncı haftalarca yüksek kalabilir. Bu durum otonom disfonksiyona bağlıdır.

Kan basıncının yüksek olması kadar düşük olması da bir problemdir. Çoğunlukla düşük tansiyonlu olanlar ileride hipertansif olur. Benim öykümde de; “Hayatım boyunca hep düşük kan basıncım vardı. Bozucu alanlarım düzenlenince, migrenim geçtiği gibi kan basıncımda normal sınırlara döndü. Biliyorum ki artık annem ve ailemdeki diğer kadınlar gibi tansiyon hastası olmayacağım.”

Her hastalığın bir nedeni vardır. Özellikle film ve tahlille tespit edilemeyen hastalıkların disfonksiyon-çalışma aksaması- bozucu alan yaklaşımı ile düşünerek nedeni bulunup, özellikle nöral terapi ile, tedavisi sağlanabilir. Bozucu alanlar ilaçla düzeltilemez; çoğunlukla nöral terapi etkili olur. Yeter ki, ‘Aude Sapere’ özgür akılla düşünme cesaretini gösterebilelim.

Hastalıkların Çözümünde Gökmen Yaklaşımı için bakınız.»

Migren ve Hipertansiyonun Nedeni Olan Bozucu Alanlar için bakınız.»

Migrenin Oluşum Mekanizması için bakınız.»

Emel Gökmen